1. İÇERİK (YAZARIN TANIMI)
Andy Mulligan
Yazar Andy Mulligan Güney Londra’da
büyüdü ve Oxford Üniversitesinde eğitim gördü. On yıl boyunca tiyatro yönetmenliğiyle
uğraştıktan sonra, Asya’ya yaptığı yolculukların ardından öğretmen olmaya karar
verdi. İngiltere, Hindistan, Brezilya ve Filipinler’de İngilizce ve drama
öğretmenliği yaptı. Deneyimli
bir öğretmen olan yazar, sınırsız hayal gücü ve mizah yeteneğiyle İngiliz
Gençlik Edebiyatı’nın sıra dışı kalemlerinden sayılıyor. “Yaşam
Tehlikelidir” ve “Okula Dönüş” dizisiyle 2011 Guardian Çocuk Edebiyatı Ödülü’ne
değer görüldü. Vaktinin bir kısmını Londra’da bir kısmını Manila’da
geçirmektedir.
2. İÇERİK (GÖRSEL)
1. Kitap
beş bölümden oluşmaktadır.
2. Her
bölüm kendi içinde alt bölümlerden oluşmaktadır. Her bir alt bölüm farklı
kahramanlar tarafından anlatılmaktadır. Bazı bölümleri kahramanlar ortak
anlatmıştır.
3. Yazar
kitabın bazı bölümlerinde ve İncil’de kitabın sonunda “Ek” kısmında olmak üzere
çeşitli mektuplara yer vermiştir.
4. Bazı
bölümlerde yer verilen bu mektuplarda geçen sayısal verilerin yer aldığı
şifreler kullanılmış.
5. Kitapta
geçen kahramanlardan Başkan Yardımcısı Senatör Regis Zapanta’yla ilgili
haberlere farklı gazeteler kullanılarak yer verilmiştir.
3. İÇERİK (ALINTILAR)
1)
”…Sanırım sabrı taştı.” “Neden sabrı
taşmıştı?” diye sordum. Yaşlı adam durakladı. “Kimse sonsuza kadar bekleyemez.
Onlarsa bizi sonsuza dek beklettiler. Sonsuza dek kapıları çalıp duracaktık. José
sabrını, hırsını yitirdi ve okuldan ayrıldı.”
(syf: 130)
2)
“…Sevgili torununuz José Angelico olarak
sizi, eşinizi, çok sayıdaki evladınızı ve onlarla paylaştığım tüm anıları
kalbimin baş köşesinde taşıdığımı, sizin yol gösterici ışığınız altında
büyüdüğüm için kendimi çok şanslı saydığımı bilmenizi isterim.” (syf: 132)
3)
“…En sonunda da, gündüzleri belirli saatler
çalışan ve nerede yardıma ihtiyaç varsa o işi yapanlara verilen “yurt ablalığı”
unvanını aldım. Âşık olmuştum. Bana bakan gözlere, o gülümsemelere âşık oldum.
Sanırım gönüllü çalışmak dünyanın en büyüleyici işi ve ben daha önce hiç böyle
bir şey yapmamıştım.” (syf: 80)
4)
“…Kendime soruyorum: Ne öğrendin Olivia?
Behala çöplüğü sana ne öğretti ve seni nasıl değiştirdi? Galiba bana herhangi
bir üniversitenin öğretebileceğinden fazlasını öğretti. Dünyanın para etrafında
döndüğünü öğrendim. Değerler, erdemler var tabii; ilişkiler, güven, aşk … ve
tüm bunlar çok önemli. Fakat ne yazık ki para daha önemli ve tıpkı çok değerli
su damlacıkları gibi damlıyor. Bazıları kana kana içiyor, bazılarıysa susuz
kalıyor.” (syf: 137)
5)
“…Marco
acı bir çığlık atıp arkaya doğru yuvarlandı; artık beni yakalamaya
çalışmıyordu. Sanırım gözünü çıkarmıştım. Biliyor musunuz, umarım
çıkarmışımdır. Umarım şimdi tek gözlü bir gardiyandır ve herkese başından
geçenleri anlatıyordur: Küçük bir oğlanla anlaşma yaptıktan sonra ona ihanet
etmeyi denediğini, oğlanın da dönüp onun gözünü çıkardığını… Umarım o kaypak suratı
boydan boya yarılmıştır. Alçak bir haine benden hediye.” (syf: 153)
6)
“…Pencerelerini
açıp, gittikçe yükselen güneşin gözümüzü almasına izin vererek çalan şarkılara
daha da yüksek sesle eşlik etmeye koyulduk. Tamam, her şey bitmemişti, hatta
belki yeni başlıyordu. Ama sonuçta bir gün daha hayatta kalmayı başarmıştık ve
şarkı söylemeye değerdi doğrusu! ” (syf: 168)
7)
“…Gardo da yanımıza geldi ve güçlü kollarıyla
bize yardım etmeye başladı. Bu sıralar rüzgâr daha da kuvvetlenmişti, paletin
koluna nasıl sıkı tutunuyorduk görmeliydiniz! Bir kasırgaydı bu… Para kasırgası.
O gün o paletin tepesinden aşağıya yaklaşık beş buçuk milyon dolar fırlattık ve
o deli rüzgâr da bu parayı bizim büyük, güzel ve berbat Behala’mızın en ücra
köşelerine taşıdı.” (syf: 202)
8)
“…Yetişmemiz gereken bir tren var,” dedi… ve
biz de gidip o trene yetiştik.” (syf: 203)
9)
“…Senatör Zapanta bir milletin ilerleyişini
durdurdu. Ülkemizin gelişmesini engelledi. Daha da kötüsü, diğer ülkelerin bize
yardım etmemeleri için bir mazeret sundu onlara. Çaldığı milyonların yanında,
gelecek kaç milyona engel oldu kim bilir? Ama en korkuncu, çalmanın yükselmek,
fakirlerin sırtına basarak yükselmenin de doğa kanunu olduğuna diğer
politikacıları, kolluk kuvvetlerini, memurları, öğretmenleri, tezgâhtarları,
komşuları inandırması oldu. Şimdi fakirler bile buna inanıyor ve ülkece yoksul
kalışımızın sebebi bu.” (syf: 207)
10) “…Pia, beklemekten yoruldum. Matta
İncil’inde, “Kapıyı çalın, size açılacaktır,” der. Bu söz Tanrı için geçerli
olabilir, ama insanlar için değil. O kapıda ne kilitler, ne zincirler gördüm
bilsen… Ne mühürler… Bizim ömrümüz boyunca kapalı kalacak kızım.” (syf:207)
4. İÇERİK
(ÖZGÜNLÜĞÜ)
Çöplük
kitabı, şehrin çöplerinin toplandığı Behala çöplüğünde yaşayan ve çöp
toplayarak geçinen üç çocuğun başından geçen maceraları anlatıyor. Kitabın baş
kahramanlarından Raphael’in çöp karıştırırken bir çantayı bulması ve bunu önce
kitabın diğer kahramanlarından Gardo’yla ve olayların seyrine göre sonrasında “Sıçan”
ismini taktıkları diğer bir başkahraman olan Jun-Jun adlı çocukla paylaşması
olayları başlatır. Buldukları çantanın onları, ipuçlarıyla bir mektuba
götürmesi ve sonrasında José Angelico’nun başından geçenleri ve ülkenin
parasını çalarak haksız birikim yapan Başkan Yardımcısı’na karşı bir mücadeleye
yönlendirir. Bu mücadeleyi verirken birçok riski göze alarak, kaçarak, evsiz
kalarak sonuca planlarıyla ulaşırlar.
4) “…Kendime soruyorum: Ne öğrendin Olivia? Behala çöplüğü sana ne öğretti ve seni nasıl değiştirdi? Galiba bana herhangi bir üniversitenin öğretebileceğinden fazlasını öğretti. Dünyanın para etrafında döndüğünü öğrendim. Değerler, erdemler var tabii; ilişkiler, güven, aşk … ve tüm bunlar çok önemli. Fakat ne yazık ki para daha önemli ve tıpkı çok değerli su damlacıkları gibi damlıyor. Bazıları kana kana içiyor, bazılarıysa susuz kalıyor.” (syf: 137)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder